Bu hafta (yani ağustosun ikinci haftası) birlikte aynı evde kaldığım iki ev arkadaşımdan birisi evden ayrıldı. Çorum'da iş bularak Çorum'a geri döndü. Hatta "11 yıl önce bir genç gelmişti İstanbul'a yapamazsın dediler, burada tutunamazsın dediler ve tutunamadı." diye esprilerini yaptık. Ama baya üzüldüm arkadaşımın ayrılmasına.
Birlikte kaldığım diğer arkadaş ise mezun oldu ama iş bulamıyor. Eğer İstanbul'da iş bulursa aynı evde aynı düzenle devam edeceğiz. Ama iş bulamazsa tek başıma kalacağım. Arkadaşım evden ayrılırsa iki ay sonra ayrılacağını söyledi. Ben de iki ay sonraya hazırlanmak için şimdiden ev bakmaya başladım.
Koskoca İstanbul'da ev kalmamış. Fiyatlar desen uçmuş. Bulduğum evlerin bazı ortak özellikleri var: ya çok eski binalar, ya bodrum katta veya giriş katta olan evden çok mağaraya benzeyen daireler, ya yamuk yumuk duvarlarıyla çatı katı daireler oluyor. Ben de alternatifleri araştırmaya başladım apartlar, yurtlar vb. Apartlar sahibinden de sadece altı yedi kişilik odaların fiyatını yazmış. "Aaaa uygunmuş diyorsun" ama altı, yedi kişinin olduğu odada da uyunmaz ki. Elbet biri horlar. Ayrıca hırsızlık vb. tehlikesi de cabası. Kısaca her yol madem çok para çıkacak benden bari insanın yaşayabileceği bir yer bulayım düşüncesine çıkıyor. Ve koskoca İstanbul'da böyle bir yer YOK!
Taşı toprağı altın diyorlar ya harbiden taşı toprağı altın bu şehrin. Ev kiraları resmen uçmuş. Zamanında İstanbul'dan yıkık dökük bir ev alan bile şimdi köşeyi dönmüştür. Her gün dünyanın geri kalmış ülkelerinden Türkiye'ye binlerce insan geliyor, okullarda da yüz yüze eğitim olacakmış. Öğrenciler de gelirse iyice fiyatlar uçacak. Bir de kentsel dönüşüm nedeniyle kiralık ev arayanlar varmış. Kısaca İstanbul'da hiç olmadığı kadar çok kalacak yer bulma sıkıntısı var.
Yani İSTANBUL BİTMİŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder