30 Eylül 2021 Perşembe

JLPT'yi Ankara Üniversitesi'nin Yapmasına Karşıyım

Ben geçen seneden beri Japonca Yeterlilik Sınavı'nı Ankara Üniversitesi'nin yapmasına karşıyım. Bunun bir kaç sebebi var. Bunlar kısaca:

  • Fetocuların soru çalması sonrası sınavlara getirilen tedbirlerden gına geldi artık. Lan ben niye kopya çekeyim tanımadığım kişilerden. Ben bir sınava girmişsem ya bir hedefim vardır ve bu hedefe ulaşma ihtimalim %99'dur, ya da sadece kendimi denemek için girmişimdir. Ben zaten girdiğim sınavların hepsinde eminim ki sınıfta benden iyi bir kişi ya vardır ya yoktur. Ya da ben sadece kendimi sınamak için girmişimdir o sınava. Yani benim kopya çekme veya çekmeye çalışma gibi bir düşüncem hiç bir zaman olmadı, bundan sonrada olmayacak. Bunun yanında sınavlara gelirken neredeyse her şey yasak. İlk defa ismini duyduğum bir okulda sınava giriyorum, ilk defa gördüğüm yollarda yürüyorum, ilk defa bindiğim otobüslere biniyorum ve saatin kaç olduğunu bile bilmeden sınava yetişmeye çalışıyorum. Her sene defalarca bu eziyeti çekmekten bıktım artık ben. Türk Japon Vakfı sınavı düzenlerken çok rahattı ortam. Kopya olayı filan da duymadım ben. 
  • Bir önemli sebep de JLPT'yi Ankara Üniversitesi yapmaya başladığından beri hiç İstanbul'da sınav olmadı.
  • İkincisi de bu sınavda başıma gelen olay oldu. Eğer Türk Japon Vakfı yapsaydı sınavı Mernis bilgilerime ulaşma gibi bir durum olmaz sınava kadar da ben çoktan her yerde Teoman olurum düşüncesiyle ismimi Teoman olarak doldururdum.

29 Eylül 2021 Çarşamba

Japonca Yeterlilik Sınavım Hiç Oldu

 Bu sene yapılacak ikinci Japonca Yeterlilik Sınavına (JLPT) kayıt olmuştum. Ama resmi yerlerde hala eski ismimi kullandığım için sınava da eski ismimle kayıt oldum. Benim düşüncem Ankara Üniversitesi'nin ÖSYM'deki gibi bir sistemleri vardır ve oradan benim mernis bilgilerime ulaşabilirler. Ve benim verdiğim bilgiler ve merniste görünen bilgiler birbirleri ile çelişirse sınava kayıt olamam veya ileride bir problem çıkar şeklinde düşünüyordum.

Lakin Ankara Üniversitesi'nin sınav sistemin de böyle bir durum yokmuş. Sınava kayıt olduktan sonra fark ettim. İsmim tamamen resmiyette değişsin o zaman Ankara Üniversitesi'ne mail atarım düşüncesindeydim. Ama bu gün (21 Eylül) sınav giriş belgesini yayınladılar. Gördüğümde metrobüsün içerisinde "ya siz ne yapmaya çalışıyorsunuz" diye bağırasım geldi. Sınav aylar sonra siz neden şimdiden sınav giriş belgesini yayınlıyorsunuz. Ben de tam Kimlik, pasaport, sürücü belgesini yenileme işlemini bitirebildim diye sevinirken.

Neyse kısmet değilmiş. Şu anda benim bu sınava girmemin önünde seçenek kalmadı. Yine de hatayı Ankara Üniversitesi'nde bulmuyorum. Çok düşünmeye fırsatım olmadan kontenjan dolmadan kayıt olmak için acele ettiğim için böyle bir sonuç ile yüzleşmek zorunda kaldım. Kafama s.çıyım. Şimdi sınava girmek isteyen birinin hakkına girdiğim vicdan azabı çekiyorum :(


28 Eylül 2021 Salı

Geçen Hafta Okuduğum Mangalar 7

 Tarih Aralığı: 13 Eylül - 19 Eylül

Bu hafta sadece bir bölüm manga okuyabildim. Hatta manga da değil webtoon. 

Solo Leveling 165. Bölüm

Vallahi bu webtoon ilerledikçe heyecanını yitiriyor. Neden bu Koreliler veya Çinliler herkese tek atan kahramanlar yaratmak zorunda. Japonlar da gerçi hep dayak yedikten sonra dayak atan kahramanlar yaratıyor.



Okuyabildiğim bu bir bölümü de kuyrukta beklerken telefondan okumuştum. Okuduğum mangaları düzene sokmayı planlıyorum uzun zamandır ama bir türlü fırsat bulamadım.





Haftaya görüşmek üzere...

27 Eylül 2021 Pazartesi

Geçen Hafta İzlediğim Animeler 12

 Tarih Aralığı: 13 Eylül - 19 Eylül

Bu hafta anime izleyemedim. Bu sıralar bir tane yabancı diziye sardım. İsmi Black Sails. Ondan önce korsan filmleri ve korsan belgesellerine sarmıştım. Boş zamanlarımı korsanlık tarihi ile ilgili şeyler izleyerek ve okuyarak geçirdim. Bu yüzden One Piece'e yeniden başlamam lazım gibi hissediyorum. Ayrıca bu sıralar okul, evrak - belge işleri ve taşınma gibi şeyler için oldukça fazla zaman harcıyorum. 

Şöyle düşünüyorum da bu blogu açtığım günden beri ilk kez bir haftayı anime izlemeden geçirdim. Bence Katekyo Hitman Reborn!'dan soğumamın da bu durumda büyük etkisi var.

Şimdilik bu kadar olsun. Eğer haftaya (yani bu hafta oluyor.) anime izleyebilirsem sizlere düşüncelerimi anlatırım. Ama izlemezsem iki hafta üst üste boş yazı yazmak doğru olmaz bence.

Haftaya görüşmek üzere...


26 Eylül 2021 Pazar

2019 DGS Tecrübem

akarabudak.com domainli sitemde yayınladığım aşağıdaki yazıyı domain veya hostingi yenileyememe durumum olursa yok olup gitmesin diye bu blogda da yayınlıyorum. akarabudak.com da okumanızı yeğlerim ama buradan okursanız da sorun olmaz.


2019 Yılında Web Tasarımı ve Kodlama Ön Lisans bölümünden mezun olacağım için aynı yıl yapılacak olan DGS sınavına girdim.

Web Tasarımı ve Kodlama mezunlarının tercih edebileceği örgün öğretim bölümleri: Bilgisayar Bilimleri, Bilgisayar Mühendisliği, Matematik ve Bilgisayar Bilimleri, Matematik-Bilgisayar ve Yazılım Mühendisliği. Ben zaten halihazırda 2018 yılında Bilgisayar Mühendisliğine kayıt olmuştum. Tercih edebileceğim 5 bölümden birini zaten okuyorum, diğer dört tanesi de benim gibi Bilgisayar Mühendisliği okuyan biri için tercih etmenin mantıksız olduğu bölümler.

Bu yüzden ben de açıköğretim bölümlerine yöneldim. Web Tasarımı ve Kodlama mezunlarının tercih edebileceği açıköğretim lisans bölümleri: Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, İktisat, Kamu Yönetimi, Maliye, Uluslararası İlişkiler, İşletme, Konaklama İşletmeciliği, Yönetim Bilişim Sistemleri, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık, Halkla İlişkiler ve Tanıtım.

Bu kadar çok seçenek arasından birini seçmesi oldukça zor olabiliyor. Ben çeşitli değerlendirme faktörleri belirleyip bu faktörlere benim için önemine göre bir ağırlık (katsayı) belirledim. Her faktörü de 10 üzerinden düşünüp tartıp bir puan verdim. Puanları katsayılarla çarptım, sonra da katsayıların toplamına böldüm. Ekonomi biliminde bu yöntemin bir ismi vardı ama şu an unuttum. Belirlediğim faktörler; KPSS’deki atama durumu, özel sektördeki çalışma durumu, yurtdışında çalışma durumu, derslerin kolaylığı ve benim hoşuma gidip gitmeme durumu, İlgimi çeken bir alan olup olmaması gibi faktörlerdi.

Bu yöntem ile bölümlere puanlar verip gerekli hesaplarımı yaptığım da bana uygun üç bölümün olduğunu gördüm. Bunlar; İktisat, İşletme ve Uluslararası İlişkiler’di. İktisat ve İşletme iş olanakları bakımından ilk üçe girebilmişken, Uluslararası İlişkiler ilgi alanım olduğu için ilk üçteydi.

Bu üç bölüm arasından işletmeyi fazla düşünmeden eledim. Geriye İktisat ve Uluslararası İlişkiler kalmıştı. İş olanağı olarak bakıldığında çok daha iyi bir bölümden (Bilgisayar Mühendisliği) mezun olacağım için ilgi alanımın peşinden gitmeyi uygun gördüm. Bu şekilde Uluslararası İlişkiler okumaya karar verdim.

Açıköğretim’in puanları düşük olmasına rağmen DGS sınavını ALES’in bir simülasyonu gibi düşünerek ciddiye aldım ve sınavın sonuna kadar durdum. DGS’ye hiç çalışmadan girmiştim. Türkçe’de çok zorlandım. Ama matematik iyi geçti. Sonuç olarak çok iyi bir sayısal puanım oldu.


Aldığım Puanlar Şu Şekilde:

Sayısal: 303

EşitAğırlık: 273

Sözel: 243


Ama ALES’te bana eşit ağırlık veya sözel puanı lazım olacak.

Sıralamam, açıköğretim Uluslararası İlişkiler bölümünün kontenjanından düşük olduğu için kazanıp kayıt oldum.

25 Eylül 2021 Cumartesi

Geçen Hafta İzlediğim Animeler 11

Tarih Aralığı: 06 Eylül - 12 Eylül

Bu hafta bazı işlerim olduğu için ve yoğun olduğum için anime izlemeye veya manga okumaya fırsatım olmadı. Sadece iki bölüm anime izleyebildim. Bu yüzden bu hafta fazla bir şey yazamayacağım.

Katekyo Hitman Reborn! 95 - 96

Katekyo Hitman Reborn!, son zamanlarda beni yine sıkmaya başladı. Saçma shounen hikayesi ile izlemek gittikçe zulüm haline geliyor. Belki ileri bir zamanda izlemeyi bırakabilirim.


Bu haftalık benden bu kadar. Bu kadar kısa yazmak zorunda kaldığım için özür dilerim. Haftaya görüşmek üzere...

24 Eylül 2021 Cuma

Geçen Hafta Okuduğum Mangalar 6

 Tarih Aralığı: 30 Eylül - 5 Ağustos

Normalde yazmam gereken zamanın üzerinden neredeyse iki hafta geçtikten sonra yazdığım için bu haftaki yazıyı biraz kısa tutmak zorunda kaldım.

Dosanko Gal wa Namara Menkoi 11

Daha önce bu manga hakkında yazmışmıydım hatırlamıyorum. Gocaman memeler içeren; iyi ve kötü arasında bir seçim yapacak olsam kötü diyeceğim bir manga. Hokkaido'nun kırsal kesiminde geçiyor manga. Hokkaido merak ettiğim bir ada olduğu için başladım ve okumaya devam ediyorum ama ne kadar daha bu mangaya tahammül edebilirim bilmiyorum.








Liar Game 95

Psikoloji ve oyun temalı güzel bir manga. Yıllar önce başladım hala bitireceğim. Aslında geçen sene memlekete gidince baştan başlamıştım. Bir ara devam ettirip bitirmeyi düşünüyorum.

Saikyou Densetsu Kurosawa 64 - 67

Fukumoto reisin kaleminden çıkmış güzel bir manga. Fukumoto reisin her mangasında olduğu gibi bu mangada da çizimler bok gibi. Ama hikaye efsane. Yaşlı, bekar hayatta her konuda başarısız olmuş bir adamın hayatını anlatıyor. Hikaye her zaman ana karakterin kendini rezil edip durması tarzında ilerlemiyor. Bazen başarılar da elde edebiliyor. Kendimden bir şeyler bulmam nedeniyle okumaya devam edeceğim bu mangayı. 




Bu haftalık benden bu kadar. Gelecek hafta görüşmek üzere...

23 Eylül 2021 Perşembe

Geçen Hafta İzlediğim Animeler 10

 Tarih Aralığı: 30 Eylül - 5 Ağustos

Normalde yazmam gereken zamanın üzerinden neredeyse iki hafta geçtikten sonra yazdığım için biraz kısa tutacağım. Ama dört farklı anime olduğu için yazının yine de kalabalık görüneceğini düşünüyorum.

Fairy Tail 25 26

Yine tek başıma yemek yerken izlemeye devam ediyorum.


Katekyo Hitman Reborn! 92 - 94

İşte fazla zaman bulamadığımdan Katekyo Hitman Reborn! izleme hızım baya düştü.


One Outs 13

One Outs güzel bir anime ama sanki yavaş yavaş sıkılmaya başladım. Ama bitirilmeyi hak ediyor. Bu yüzden yakın bir zamanda tekrar One Outs'a şans vereceğim, izleyeceğim ve bitireceğim.


Miru Tights 1 - 8,

Yemini bozarak yeni bir animeye başladım. Hotoke-sama ve Kami-sama kahretsin. Neyse her bölümü sadece 4 dakika. Ama başladığım gibi bitiremedim. Şimdi bu yeni animemizi kısaca anlatayım size: Buram buram külotlu çorap, ayak, bacak fetişizmi içeren sapıkça bir anime.








Bu haftalık bu kadar. Haftaya görüşmek üzere...

22 Eylül 2021 Çarşamba

Resneli Niyazi Bey Türküsü

 Resneli Niyazi Bey, Osmanlı Devleti'nin gördüğü en adam gibi adamlardandır. Herkesin Resneli Niyazi Bey'in hayatını en az bir kere okumasını tercih ederim. Burada Resneli Niyazi Bey'in hayatını anlatmayacağım. Onun yerine YouTube'da denk geldiğim güzel bir türküyü sizlerle paylaşacağım.

Bu arada Resneli Niyazi Bey, "Ne şehittir ne gazi pisi pisine gitti bizim Niyazi." ve "Geyik muhabbeti" sözlerinin çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kısmet olursa bu iki sözün nereden geldiğini ayrı ayrı yazılarda sizlere anlatacağım.


Bu türkü Çağdaş Erçelik ismindeki biri tarafından seslendirilmiş. Bestesi, sözleri de ona ait midir bilmiyorum. 

Bu türkü de Resneli Niyazi Bey gibi çok az kişi tarafından bilinen bir türkü. Bu yüzden tanıtarak daha çok kişiye ulaşmasına az da olsa katkı sağlamak istedim. Umarım beğenmişsinizdir.

Sözleri ise şu şekilde:

Makedonya dağlarının taştan olur yolları

Niyazi Bey Resnelidir zaptedecek dağları

kirli paslı ah silahlı komitadır işin aslı 

isli puslu hem bulutlu hem kurtuluştan umutlu

görmüyor musun duymuyor musun 

bak geliyor Niyazi Bey görmüyor musun ?

bak geçiyor Niyazi Bey görmüyor musun ? 


6 Nisan sabahında Galata Köprüsü'nde 

Hasan Fehmi'yi vurdular gözlerimin önünde

İttihatlı, şeriatlı, hem alaylı hem subaylı 

hem darbeli vukuhatlı hep ısrarlı hep ısrarlı 


Hürriyet için adam vurmalı, adam vurmak için kardeş adam bulmalı 


Avlonya Limanı'na 8 kişi geldiler 

Nuri Bey geçer iken 3 el ateş ettiler 

kalpakları, sakalları, karanlık suratları

Resnelinin kalbi durmaz atar vatan deyu deyu 


Avlonya Limanı'na 8 kişi geldiler 

Niyazi Bey geçer iken 3 el ateş ettiler 

kalpakları, sakalları, hem karanlık suratları

Resnelinin kalbi durmaz atar vatan deyu deyu(2x) 


Görmüyor musun, duymuyor musun ?

Resneliyi vurdular görmüyür musun ? (2x)

Hürriyet için adam vurmalı, 

adam vurmak için kardeş adam bulmalı

adam vurmak için önce adam bulmalı (2x)

21 Eylül 2021 Salı

Web Tasarımı ve Kodlama Bölümü

  akarabudak.com domainli sitemde yayınladığım aşağıdaki yazıyı domain veya hostingi yenileyememe durumum olursa yok olup gitmesin diye bu blogda da yayınlıyorum. akarabudak.com da okumanızı yeğlerim ama buradan okursanız da sorun olmaz.

Bu yazı Web Tasarımı ve Kodlama bölümü ile ilgili çeşitli bilgileri içermekte. İyi okumalar...


 Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, örgün öğretimde üniversite okuyan öğrencilere ve üniversite mezunlarına İkinci Üniversite isminde çok güzel bir olanak sunuyor. Ben de bu fırsatı daha fazla kaçırmayıp Web Tasarımı ve Kodlama bölümüne kayıt oldum bu sene.

Bu bölümün adı çoğu kişiyi cezbediyor. Nasıl cezbetmesin ki? Bölümün isminde kodlama var bir kere. Biraz araştırdığında ise bilgisayar mühendisliği ve yazılım mühendisliğine dikey geçiş imkanının olduğunu öğrenip daha da gaza geliyorlar. Ama sonra derslere bir bakıyorlarki derslerin neredeyse hepsi bekledikleri gibi değil. İşin sadece felsefesi öğretiliyor.

Ben zaten bu işlerle ilgileniyorum, elimin altında diploma olsu diye düşünenler var. Şahsen ben bu işlerle çok fazla ilgilenmiyorum. Ama konuya fransız da değilim. Kendimi bu iki sene boyıunca yetiştirmeyi planlıyorum.

Dikey Geçiş Sınavı ile Bilgisayar veya Yazılım Mühendisliği’ne geçmek iseyenler var. Dikey Geçiş Sınavı’ndan Bilgisayar Mühendisliğine geçiş yapabilecek puanı kolaylıkla alacağımı düşünüyorum. Ama örgün öğretimde okumayı düşünmüyorum. Belki bitirdikten sonra uzaktan eğitim Bilgisayar Mühendisliği düşünebilirim.

Bu bölüme kayıt olanlar KPSS konusunda da endişelilerdir muhtemelen. KPSS tam bana göre bir sınav. Ortaöğretim ve Önlisans KPSS sınavlarının kolay olduğunu da göz önüne alırsak benim için bu bölümün Önlisans KPSS’ye girmemi sağlayacak olması bile iyi bir durum. Büyük ihtimalle DHMİ Apron Memurluğu kadrolarını tercih ederim. Ama bu bölüme de kadro açılacağını düşünüyorum. Son KPSS tercihlerinde yani 2017/1’de bu bölüme en yakın bölüm olan Web Teknolojileri ve Programlama bölümüne 5 tane kadro açılmış. Bu kadrolardan bir tanesi mezuniyet şartının yanında bir sürü belge isterken 4’ün de hiç bir belge istenmiyor. Belge istemeyen kadrolar da 92.228 puan ile kapatmış. O puanla tekniker olmak hizmetli veya kaloriferci olmaktan kat kat iyidir.

Ama en önemli konu olan özel sektörde iş bulmak konusunda ben de kara kara düşünüyorum. Çünkü 2 sene boyunca bir kaç tane başarılı projeye imza atamazsam özel sektör kapısının bana kapanacağı açık. Ama benim bu konuda da farklı düşüncelerim var. AÖF mezun olduktan sonra diploma ile birlikte diploma eki yani Diploma Supplement de veriyor. Bu belge diplomayı dünya çapında geçerli kılıyor. Ben de Türkiye’de çalışmak yerine yurtdışında çalışmaktan yanayım. Bu tarz bölümler ve meslekler son 20, 25 senedir var. Ve Web Tasarımı ve Kodlama gibi genel değil de özel bir alanı kapsayan bölümler dünya genelinde çok az. Bu durumun beni öne çıkaracağını düşünüyorum. Zaten Türkiye genelinde bu bölüm sadece Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde var.

Yarıyıldaki bütün derslerin bölüm ile lgisi ya yok ya da çok az. Yine de bu bölümü seçtiğim için pişman değilim. Artık sanayi toplumunda değil bilgi toplumunda yaşıyoruz. Bilgi toplumundaki en önemli meslekler ise yazılım üzerine meslekler. Web tasarımı ise her geçen gün önemini artırıyor. Klasik Türk düşünce yapısına sahipseniz bu işe ilk başlayanların işin kaymağını yiyip bitirdiğini düşünebilirsiniz. Bir Google, Facebook çıkartamayız. Ama bir yerlerden başlamak lazım. Çünkü her geçen gün IT sektöründeki başarı öyküleri giderek artıyor. Biz bunları dinlemekle mi yetineceğiz.

ÖNEMLİ NOT: Bu yazı 04.11.2017 tarihinde eski blogumda yazdığım yazıdır. Bu yüzden bu yazıdaki bazı bölümler güncelliğini yitirmiş olabilir.

20 Eylül 2021 Pazartesi

Ağustos Ayında İzlediğim Japon Dizileri

 Ağustos ayında fazla Japon dizisi seyredemedim. Sadece iki farklı diziden bir kaç bölüm izleyebildim. Bundan sonra Kore, Çin veya Tayvan dizi ve filmleri izlersem diye bu yazı serisinin ismini ... ayında izlediğim uzak doğu dizi ve filmleri olarak değiştirsem mi diye düşünüyorum.

Kareshi wo Loan de Kaimashita 6 ve 7. Bölümler

Kareshi wo Loan de Kaimashita, bölüm süreleri kısa olan bir dizi. Bana göre en ideal bölüm süresine sahip. Her bölümü sadece 24 dakika. Tıpkı bir anime bölümü gibi. Bu sayede sıkılmadan bölümün sonuna geliyorsunuz. Aşk, meşk işlerini fazla sevmesem de bu özelliği nedeniyle son bölümüne kadar izleyebildim Kareshi wo Loan de Kaimashita'ı. Eylül ayında Kareshi wo Loan de Kaimashita'ın son bölümünü de izleyerek bitirmeyi planlıyorum.







Kami no Shizuku Bölüm: 2

İş yerinde öğlen aralarında beş veya on dakika izleyerek Kami no Shizuku dizisinin ikinci bölümünü bitirdim. Geçen ay yazdığım yazı da hatırladığım kadarıyla Kami no Shizuku'nun benim izlediğim ilk Japon dizisi olduğunu yazmıştım. İlk izlediğim Japon filmi de eski, shoujo mangadan uyarlanmış saçma bir filmdi. Neyse... Kami no Shizuku'nun benim üzerimde nostaljik bir etkisi var. Bu yüzden yavaş yavaş da olsa bitirmeyi düşünüyorum. Ayrıca Kami no Shizuku'nun bölüm uzunluğu 45 dakika. Bu da bence güzel bir özellik. Kareshi wo Loan de Kaimashita'da da yazdığım gibi ne kadar kısa bölüm o kadar iyi. Sıkılmaya zaman bulamadan bölüm bitmiş oluyor. Kami no Shizuku, şarap gurmeliği üzerine uzun ve güzel bir dizi yapılabilir mi? sorusunun cevabı niteliğinde güzel bir dizi. İzlemek isteyen ve tanıtımını okuyunca bu konudan güzel bir şey çıkmaz diyenlere ön yargılı davranmadan izlemeye başlamalarını tavsiye ederim.


Bu ayın ana teması "bir dizinin bölümleri ne kadar kısa olursa o kadar iyi" idi. Gelecek ay görüşmek üzere...

19 Eylül 2021 Pazar

Ağustos Ayında Okuduğum Çizgi Romanlar

 Ağustos ayında sadece bir çizgi roman okuyabildim. Okuduğum bu çizgi romanın ismi Atmaca idi. Fransızcası (yani orjinal adı) L'Epervier. Altı albüm vardı. Altısını da okudum. Sonunda sezon finali yazıyordu. Demek ki ikinci sezonu da var veya ikinci sezonu da çıkacak. Bu beni oldukça sevindirdi. Çünkü okurken baya zevk almıştım.

Çizgi romanı Çizgi Diyarı isimli forumda buldum. Çevirmek için oldukça kaliteli çizgi romanlar seçen Odenat ismindeki saygı değer kişi çevirmiş. Odenat'ın forumdaki bölümü şüphesiz ki benim Çizgi Diyarı Forumunda en çok takıldığım alan. Çeviri ve editteki yeteneklerinin yanında çevirmek için çok kaliteli çizgi romanlar seçiyor. Odenat'ın çevirdiği çizgi romanları herkesin okumasını tavsiye ederim.

Faydalı tanıtımı geçtikten sonra sıra geldi çizgi roman hakkındaki düşüncelerime. Bence Atmaca oldukça kaliteli bir çiz roman. Konusu şöyle: Ana karakytermiz işlemediği bir cinayetle suçlanan ünlü bir korser. Korser, yasal korsan gibi bir şey. Bazı korsanlarla herhangi bir devlet anlaşma yapıyor, bunun sonucunda o korsan artık korsanlıktan çıkarak korser oluyor. Denizlerde özgürce dolaşıyor ama özgürce gemilere saldıramıyor. Sadece anlaşma yaptığı devletin düşmanı olan devletlerin gemilerine saldırabiliyor. Korserleri konu alan bir kaç çizgi roman daha okumuştum. Mesela Osmanlı Devleti'ndeki Barbaros Hayrettin Paşa önceden korsermiş. 

Suçlandığı cinayet yüzünden gemisini, tayfasını vb. kaybeden korser, ondan alınanları geri almak için cesurca savaşıyor. Ayrıca kendine atılan itirafları da temizlemesi lazım. Brest'den Guyana'ya kadar uzanan sürükleyici bir macera okuyacakları bekliyor.

Bu yazıyı yazarken denk geldim de bu çizgi romandan uyarlanan bir dizi de varmış. Nasıldır, Türkçe çevirisi var mıdır bilmiyorum.


18 Eylül 2021 Cumartesi

Geçen Hafta Okuduğum Mangalar 5

 Tarih Aralığı: 23 Ağustos - 29 Ağustos

Solo Leveling 157 - 164

Geçen hafta da önceki haftalarda olduğu gibi fazla manga okuyamadım. Sadece Solo Leveling okuyarak bu webtoonda günceli yakalayabildim. Ana karakter güçlendikçe webtoon saçmalamaya başlıyor. Solo Leveling'in ilk bölümleri çok iyiydi. Sonradan ana karakterin level atlayarak güçlendiği bölümler daha da güzeldi. Ama son okuduğum bölümlerde ana karakter deyim yerindeyse tanrı seviyesine ulaştı. Ayrıca karanlık çizimlerden de fazla bir şey anlamadım. Yine de okumaya devam edeceğim. Ama şunu söylemeliyim ki Solo Leveling benim gözümden düştü.






Uzun zamandır fazla manga okuyamıyorum. Animelerde yaptığım gibi mangalarda da başlayıp da yarım bıraktığım mangaları bitirme planı yaparak uygulamaya koymayı düşünüyorum. Ama bir türlü buna başlayamadım.

Hataya görüşmek üzere...

17 Eylül 2021 Cuma

Geçen Hafta İzlediğim Animeler 9

 Tarih Aralığı: 23 Ağustos - 29 Ağustos

One Outs 12

Nedense bu sıralar One Outs izlemeyi baya azalttım. Halbuki on numara beş yıldız bir anime. Hatta animesini bitirdikten sonra mangasına da başlamayı düşünüyorum. Acaba bu bloga her gün yazı yazmaya çalıştığım için vakit bulamıyor muyum diye düşünmeye başladım. Anime güzel ilerliyor. Saitama'ya şampiyonluk getirebilecek mi acaba merak ediyorum.








Katekyo Hitman Reborn! 84 - 91

Katekyo Hitman Reborn!'un yeni arkı tam gaz devam ediyor ama Katekyo Hitman Reborn!'un konseptini, konusunu vb. beğenmediğim için halen daha yemek yerken vb. izlemeye devam ediyorum. Neredeyse animenin yarısına geldim ama hala sevemedim. Karakterlere ve mangakanın saçmalıklarına alıştığım için ilk bölümlerinden daha iyi geliyor. Bir de arcların arasındaki boş bölümleri izlemek zulüm gibi.







Fairy Tail 22 - 24

Bu hafta içi evde birlikte yaşadığım arkadaşlarım memleketlerine gittikleri için evde tek başıma kaldım. Fairy Tail'i sadece evde tek başıma yemek yerken izlediğim için bu hafta normalden daha çok Fairy Tail izleyebilme imkanım oldu. Gray'a aşık olan su kadının ilk ortaya çıktığı arctayım şu an. Su kadının ismi Juvia'ydı şimdi aklıma geldi. Juvia sevdiğim bir tipleme. Şimdilik yemek yerken izlemeye devamke...







Haftaya görüşmek üzere...

16 Eylül 2021 Perşembe

Lise ve Üniversite Hazırlıktan Kalma Bazı Çizimlerim 4

  Ben liseye giderken ve üniversite hazırlığa giderken çizdiğim çizimleri parça parça sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Bu yayında dördüncü beş parçalık çizimimi sizlerle paylaşıyorum. Önceki üç yayında yaptığım açıklamayı buraya tekrar kopyala yapıştır yapıyorum.

Aşağıda ben liseye giderken veya üniversitede hazırlık okurken yaptığım bazı çizimler var. Bu çizimlerin ortak özelliği ise normalde yaptığım gibi fotoğrafını çekip veya taratıp her yerde paylaşmamış olmam. Bazıları cidden çok amatör duruyor. Bazılarında ise yeni bir şeyler denediğim için iyi değil ama kötü de olduğunu düşünmediğim için paylaşma gereği duydum. Sayfa (site) yüklenirken kasmasın diye 5 adet çizim ile sınırlandırıyorum bu yazıyı. Diğer çizimleri kısmetse başka bir yazıda paylaşacağım. 

Anime ve mangalardaki karikatürize efektleri çizdim burada.

The Gazette isimli Japon rock ve metal (visual kei) grubunun bass gitaristini çizmiştim. Aslında sonrasında taratarak grafik tablet yardımıyla üzerinden geçerek ve renklendirerek tamamen dijital çizim haline getirecektim ama bu halinden öteye geçemedim.

Öylesine çizdiğim başını bacaklarının arasına alıp ağlayan kız çizimim.

En büyük yeğenimle birlikte resim yaparken fırçada kalan boya ziyan olmasın diye gelişi güzel çizdiğim şeyler.

Bunu da yeğenimle resim yaparken öylesine yapmıştım. Hatta pembe şeyleri yeğenim çizmişti.

15 Eylül 2021 Çarşamba

Uluslararası İlişkiler Bölümüne Başladım

  akarabudak.com domainli sitemde yayınladığım aşağıdaki yazıyı domain veya hostingi yenileyememe durumum olursa yok olup gitmesin diye bu blogda da yayınlıyorum. akarabudak.com da okumanızı yeğlerim ama buradan okursanız da sorun olmaz.

Bu yazı, Uluslararası İlişkiler bölümüne kayıt olmamla ilgili. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz...

Geçen sene Uluslararası İlişkiler bölümüne kayıt oldum. 2017 ile 2019 yılları arasında Web Tasarımı ve Kodlama bölümünde okuyordum. 2018 Yılında YKS ile Bilgisayar Mühendisliği bölümüne kayıt olduğum için DGS ile Web Tasarımı ve Kodlama bölümü ile ilgili bir bölümü tercih etmem için hiç bir nedenim yoktu. Ben de DGS sınavına girerek açıköğretim Uluslararası İlişkiler bölümüne kayıt oldum.

Bu zamana kadar okuduğum bölümleri genellikle iş olanakları nedeniyle tercih etmiştim. Bu kez kendi yeteneklerim ve ilgi alanlarımı düşünerek tercih yaptım. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bölümleri arasından iş olanakları açısından en dezavantajlı bölüm olmasına rağmen bu bölümü severek ve isteyerek yazdım. Çünkü kendimi bilgisayar mühendisliği alanında akademik kariyer yapacak kadar geliştirebileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden öyle bir alana yönelmeliydim ki alanımda en iyiler arasına girebileyim.

Uluslararası İlişkiler Bölümünden Beklentilerim:

  1. Dersler Bilgisayar Mühendisliğinden daha kolay olduğu için eğer bilgisayar mühendisliğini uzatırsam daha kısa sürede lisans diploması sahibi olabileceğim.
  2. Bu sene bilgisayar mühendisliğinde 2. senem, Uluslararası İlişkilerde de 3. senem. Yani Uluslararsı İlişkilere kayıt olmasaydım bu sene Lisans KPSS’ye muhtemelen giremezdim.
  3. KPSS’de atanma şansımı artıracak. Okuduğum diğer lisans bölümü olan bilgisayar mühendisliği ile kıyaslayacak olursam eğer; Uluslararası İlişkiler’den hem daha fazla alım oluyor hem de puanları daha düşük.
  4. Türkiye veya yurtdışında Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yapmak istiyorum. Daha doğrusu sadece yüksek lisans diplomasının peşinde değilim. Akademik kariyer yapmak istiyorum bu alanda. Makaleler, kitaplar yazmak insanlığa bu alanda katkı sağlamak istiyorum.
  5. Aşırı derecede hevesli olmasam da Dış İşleri Bakanlığı’nın sınavlarına girerek diplomat olmaya çalışmayı da deneyeceğim. Tabii bunun için öncelikle Japonca YDS’den 85 veya üzeri puan almam lazım.
  6. Bunlar dışında Uluslararası İlişkiler bölümünün başka avantajları olsa da benim ilgimi çekmiyorlar. Mesela KPSS A’ya girip uzmanlık için çabalanabilir. Veya kaymakamlık, idari hakimlik vb. Ama ben bunlar yerine kendimi geliştirirken yabancı dil ve akademik kariyere öncelik vermeyi daha uygun buldum.

Mezun olana kadar yaptığım kısa süreli plan ise şu şekilde:

  1. Olabildiğince yüksek ortalama ile mezun olmak.
  2. 2020 Lisans KPSS’den yüksek puan almak.
  3. ALES sınavından kayda değer bir puan almak.
  4. YÖKDİL sınavına girerek kendimi denemek.
  5. JLPT’nin (Japonca Yeterlilik Sınavı) N4 seviyesini geçmek.
  6. Makale veya kitap yazma çalışmalarında bulunmak (başaramasam da tecrübe edinmek için).
  7. Uluslararası İlişkiler alanındaki hocalar ile bir şekilde kontak kurarak kendi akademik ağımı oluşturmak.
  8. Kendime bir bölge seçerek bu bölge hakkında kitap, makale vb. okuyarak kendimi olabildiğince bilgilendirmek.
  9. Uluslararası İlişkiler alanındaki temel teorik bilgileri ve akademik araştırma yapma yöntemlerini vb. öğrenmek.
  10. Hedefim ise Japonya’da Uluslararası İlişkiler veya Uluslararası İlişkiler ile ilgili bir alanda yüksek lisans yapabilmek.

14 Eylül 2021 Salı

Lise ve Üniversite Hazırlıktan Kalma Bazı Çizimlerim 3

 Ben liseye giderken ve üniversite hazırlığa giderken çizdiğim çizimleri parça parça sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Bu yayında üçüncü beş parçalık çizimimi sizlerle paylaşıyorum. Önceki iki yayında yaptığım açıklamayı buraya tekrar kopyala yapıştır yapıyorum.

Aşağıda ben liseye giderken veya üniversitede hazırlık okurken yaptığım bazı çizimler var. Bu çizimlerin ortak özelliği ise normalde yaptığım gibi fotoğrafını çekip veya taratıp her yerde paylaşmamış olmam. Bazıları cidden çok amatör duruyor. Bazılarında ise yeni bir şeyler denediğim için iyi değil ama kötü de olduğunu düşünmediğim için paylaşma gereği duydum. Sayfa (site) yüklenirken kasmasın diye 5 adet çizim ile sınırlandırıyorum bu yazıyı. Diğer çizimleri kısmetse başka bir yazıda paylaşacağım. 







13 Eylül 2021 Pazartesi

Lise ve Üniversite Hazırlıktan Kalma Bazı Çizimlerim 2

 Daha önce Lise ve Üniversite Hazırlıktan Kalma Bazı Çizimlerim isimli bir yayında beş adet çizimimi paylaşmıştım. Bu yayındaki beş çizim de bu çizimlerin devamı.

Önceki yayındaki bilgilendirme yazımı buraya da yazıyorum:

Aşağıda ben liseye giderken veya üniversitede hazırlık okurken yaptığım bazı çizimler var. Bu çizimlerin ortak özelliği ise normalde yaptığım gibi fotoğrafını çekip veya taratıp her yerde paylaşmamış olmam. Bazıları cidden çok amatör duruyor. Bazılarında ise yeni bir şeyler denediğim için iyi değil ama kötü de olduğunu düşünmediğim için paylaşma gereği duydum. Sayfa (site) yüklenirken kasmasın diye 5 adet çizim ile sınırlandırıyorum bu yazıyı. Diğer çizimleri kısmetse başka bir yazıda paylaşacağım. 







12 Eylül 2021 Pazar

Bazı Şeyleri Hayata Geçirmek İçin Devlet Yönetmeye Gerek Yoktur

 Bazı şeyleri hayata geçirmek için devleti yönetmeye gerek yoktur. Bu benim bir forum okuduğum bir yazı üzerine aklımdan geçenler. 

Forumda okuduğum konu neden Latin alfabesi kullanıyoruz da Orhun veya diğer adıyla Göktürk alfabesini kullanmıyoruz? Sorusu üzerine bir soruydu. Cevap yazanlardan bir tanesi "ilerde devlet yönetiminde söz sahibi ol da Latin alfabesinden Göktürk alfabesine geçir bizi. " Tarzı bir yazı yazmıştı. Bizim millet neden bu kadar devletçi bir türlü çözemedim. Çoğu şey için devletin karar vermesine gerek yok ki. Bu örnekte olduğu gibi senin Orhun Alfabesini kullanmanı yasaklayan yok. Seni Göktürk alfabesi ile yazıp okumaktan alıkoyan bir sebep de yok. Ama kullanıyor musun? Yok..

Ben Cumhur Başkanının yerinde olsam ben de Latin alfabesinden Göktürk alfabesine geçirmem. Çünkü neredeyse hiç kullanılmıyor. Olaya bir de şu açıdan bakın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ermeni alfabesi ile ilgili herhangi bir düzenlemesi yok. Ama az sayıdaki nüfuslarına rağmen kendi alfabelerinde gazete çıkarıyorlar. Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında çıkarılan milli mücadele yanlısı gazetelerden bir tanesi Türkçe ve Latin alfabesi ile basılmıştı. Yani bizim Göktürk alfabesini kullanmamamız için bir neden yok. Yine de kullanmıyoruz. 

Bu konuda yapılacak şey belli. Göktürk alfabesinin kullanılması için aksiyon almak. Yani sen, ben Göktürk alfabesi ile bir şeyler yazacağız, okuyacağız ki başkaları görsün onlar da yazıp, okumaya başlasın. Ve günümüzde kullanılan bir alfabe haline tekrar gelebilsin.

Şahsen benim alacağım aksiyon bu yönde olacak. Uzun süredir aklımda olan Göktürk alfabesini öğrenme işini daha fazla ertelemeden öğrenmeye başladım. Ama ilerletmem lazım. Sonrasında Göktürkçe yazılmış eski metinleri okuyacağım. Sonrasında ise kendim bir şeyler yazacağım. Hatta bu blogta da denemek amaçlı yazılarım olur. Sonrasında yazdığım bu yazıları bir kaç ay sonra rahatlıkla hızlı bir şekilde okuyabilirsem Göktürk alfabesinin yayılması için eserler üretmeye başlayacağım.

11 Eylül 2021 Cumartesi

Doğalgaz Kalorifer Ateşçiliği Kursu Deneyimlerim

 akarabudak.com domainli sitemde yayınladığım aşağıdaki yazıyı domain veya hostingi yenileyememe durumum olursa yok olup gitmesin diye bu blogda da yayınlıyorum.  akarabudak.com da okumanızı yeğlerim ama buradan okursanız da sorun olmaz. Bence çok faydalı bir içerik. Yıllar önce ortaöğretim KPSS'den 92 üzeri puan aldığımda kalorifercilik ile ilgili kafamda çok fazla soru işareti vardı ve bu soru işaretlerini gidermem çok fazla zaman ve çabaya mal oldu. KPSS sınavı sonrası Ortaöğretim KPSS ile memur olmak isteyen bir çok kişinin işine yarayacağını sanıyorum. Memur olmak istemiyorsanız bile KALORİFERCİLİK bir meslek. En azından bir mesleğiniz olmuş olur. Kurs hakkında merak ettiğiniz şeyleri aşağıdaki yazıyı okuyarak biraz bile olsa öğrenirsiniz ve kurs sırasında daha rahat olursunuz.

 Kursa Katılmaya Karar Verme Süreci

Aslında çok ama çok önceden meslek liselerinin tesisat teknolojisi bölümünden mezun olan arkadaşlarım Halk Eğitim Merkezi’nin kalorifer kursuna katılıp sertifika alırsam memur olabileceğimi söylüyorlardı. Ben bunun üzerine fazla düşmemiştim. Taa ki 2016 ortaöğretim KPSS’de 92.03 puan alarak 1.580 inci olana kadar. Bu puanı duyan çoğu kişi kesinlikle sertifikasız merkezi atamadan atanırsın diyor. Ama durum böyle değil. Merkezi atamada fazla kadro açılmıyor. Açılan kadrolarda ya meslek lisesi çıkışlılar için ya da kalorifercilik, şoförlük gibi sertifika ve ehliyet sahipleri için. Hatta bu puan ve sıralama ile bile kaloriferciliğin geleceğine emin değilim. Bu yüzden Ocak ayında 2 tane kurumsal atamaya başvurdum. Ama başarısızlıkla sonuçlandı bu denemelerim. Mülakat’a kadar bile gelemedim. Alınacak personel mülakat ile KPSS puanının ortalamasını alarak belirlendiğinden belki bir şansım olur demiştim. Sonradan baktığımda 2014-2016 arasında 80 puanlardakilerden bile çok az mülakatı geçen olmuş. Hep 70 küsür puanlılar girmiş. Yani torpillerin havada çarpıştığını anlamak için zeki olmaya gerek yok. Bu durumlar yüzünden en mantıklı işin kalorifercilik sertifikası almak olduğunu anladım.

Kursa Katılma Süreci

Daha önce hiç Halk Eğitim Merkezi’nin bir kursuna katılmamıştım. Prosedörün nasıl işlediği hakkında bir bilgim yoktu. Bu yüzden danışma maksadıyla Halk Eğitim Merkezi’ne gittim. “Kalorifercilik kursu var mı?” diye sordum. Var dediler. “Doğalgaz Kalorifer Ateşçiliği değil mi?” diye sordu yetkili bayan. Bana katı, sıvı, gaz hepsi yaradığı için demekki doğalgaz revaçta diye düşünerek “Evet” dedim.

Bundan sonrasını hikaye gibi değilde derlenmiş ve toplanmış şekilde anlatacağım. Bütün Halk Eğitim Merkezleri’nde durum böyle mi işler bilmiyorum. Ama benim başvurduğum halk eğitim merkezinde başvuru süreci şu şekilde işliyor:

1- Nüfus cüzdanı fotokobisi ile başvuruyorsun. Bu başvuruya ön kayıt diyorlarmış. Nüfus cüzdanının üzerine katılmak istediğin kursun ismini ve telefon numaranı yazıyorsun.

2- Kursun açılacağı kesinleşince sana sms atıyorlar. Ve kursa kesin kayıdınızı yaptırmanızı istiyorlar. Bana ön kayıttan 11 gün sonra mesaj geldi.

3- Halk eğitime giderek kursa kesin kayıdınızı yaptırıyorsunuz. Ben sms geldikten 1 gün sonra giderek yaptırdım. Fazla aksatmamak lazım çünkü kontenjan 30 kişidir yazıyordu. Kontenjan yazıyorsa “kursun dolma senin de katılamama ihtimali var” olarak algıladım ben. Kesin kayıt işlemi bir dakika ya sürüyor ya sürmüyor.

12 gün sonra da kurs başladı.

Yazdıklarım haricinde herhangi bir para veya belge istemediler.

Kursun İlk Günü ve Kurs Hakkında Genel Bilgiler

Kurs pazartesi günü başladı. Halk Eğitim Merkezi tarafından gönderilen smsde de belirtildiği gibi Endüstri Meslek Lisesi’nin tesisat teknolojisi sınıfında ilk derse başladık. Hoca ilk olarak kendini tanıttı. Tahmin ettiğiniz üzere Endüstri Meslek Lisesi’nde tesisat öğretmeniymiş.

Sonra kursun hangi günler ve hangi saatler olduğunu ve hangi gün ne yapacağımızı anlattı. “Toplam 7 gün ders olacak, her gün 17:30 ile 19:30 arasında olacak dersler, şu şu günler ders var, son gün sınav olacaksınız, önceki gün kazan dairesini göstereceğiz size” gibi.

Sonra işten yani “doğalgaz kalorifer ateşçisi ne yapar?” ondan bahsetti. “Herkes yakabilir biz size güvenlik önlemlerini alarak yakmayı öğreteceğiz.” dedi.

Sonra en can alıcı konu olan iş imkanlarını anlattı. Anlattıklarını özetlersem:

Özel Sektörde:

– Doğalgaz yakarak merkezi sistem ile ısınan her kurum ve apartman en az askeri ücret + sigorta ile bir kaloriferci çalıştırmak zorundaymış. Eğer bu kanuna uymuyorlarsa şikayet edebilirsiniz dedi hoca.

– Ayrıca İşkur’a kursun sonunda alacağımız sertifika ile başvurup bize iş bulmalarını istiyebilirmişiz.

Kamuda:

– Merkezi atamalara hiç değinmedi. Yılda 5-10 kişi aldıklarından olsa gerek.

– Kurumsal / açıktan atamalar ile her yıl 2.000 adet kaloriferci alıyorlarmış. Bu kursu bitirip kamuya giren çok kişi oldu dedi.

Kursu tanıtmayı bitirince de ders işlemeye başladı.

Kurs Süreci

Kurs başlamadan önce internette kalorifercilik ile ilgili kaynak aramıştım ve bir kaç tane pdf indirmiştim. Hoca da benim indirdiğim pdflerden birini akıllı tahtadan işledi. Önceden bu modülü okuduğum için dersler benim için tekrar niteliğinde geçti. Genel olarak kurs, bu modüldeki önemli yerlerin hoca tarafından okunması ve eklemeler yapılması, ünite sonu testlerinin hep beraber çözülmesi ve en çokda “Bizim evdeki kombi / petek ….” veya “Bizim iş yerindeki kazan…” şeklinde başlayan sorular soranlara hocanın cevap vermesi ve “kömür mü daha pahalıya geliyor doğalgaz mı?” tartışması şeklinde geçti.

Sınavdan sonraki gün en verimli gündü. O gün ilk olarak tesisat atolyesindeki doğalgaz kazanı ve tesisatını gösterdi ve anlattı hoca. Sonra okulun gaz sayacını. En son da okulun kazan dairesini.

Evlerde kullandığımız kombilerin 3 katını gözünüzün önüne getirin. Ve bunların birbirine bağlandığını. İşte kazan dairesi bundan ibaret desek yanlış olmaz. Ekstra olarak bir kaç şey var sadece. Zaten ekstra bir çaba sarfetseniz bile kazanı patlatmanız zormuş. Çünkü kazanlarda ve tesisatta bir sürü güvenlik sistemi varmış. En ufak bir problemde gaz kendiliğinden hemen kesiliyormuş.

Sınav ve Kursun Bitmesi

Kursun son günü sınav olduk. Sınavda 6 tane test, 7 tane boşluk doldurma ve 7 tane doğru yanlış sorusu vardı. Daha önceden hoca, %50’sini doğru yapmanız lazım ve daha önce sınavı geçemeyen olmadı demişti. Sınav çok kolaydı çünkü sorular modüllerdeki ünite sonundaki sorulardan seçilmişti. Çalışmadan bile geçilebilecek bir sınavdı.

Bu yazıda size sınavdan çok sınav anı olan sınavdan daha önemli iki gelişme üzerinde duracağım (Zaten herkes geçiyor sınavı). Bunlardan ilki katı ve sıvı yakıtlı kalorifer ateşçiliği kursu. Daha önce hoca KPSS ile atanmak isteyenler katı ve sıvı yakıtlı kalorifer ateşçiliği kursuna da katılsın, işinize yarar demişti. Ben de hoca bunu söylediği günün ertesi Halk Eğitime ön kayıt yaptırmıştım. Hoca sınav sonunda benden önce kağıtlarını veren gençlere “Katı ve sıvı yakıta da yazılacak mısınız? Yazılacaksanız isminizi not alıyım.” dedi. İki tanesi isimlerini yazdırdı. Ben de daha önce halk eğitime kayıt yaptırdığımı benim de ismimi yazdırmamın gerekip gerekmediğini sordum. Ben de yazdırdım. İkinci önemli şey de sertifikayı alma tarihi. Hoca 15 gün sonra sertifikayı Halk Eğitim Merkezi’nden alacağımızı söyledi.

Ama doğalgaz yakıtlı kalorifer ateşçiliği kursu gibi bir kaç hafta önce sms göndermek yerine kursun başlayacağı gün sms gönderdiler. Ve ben o sırada şehir dışındaydım. Bu yüzden katı ve sıvı yakıtlı kalorifer ateşçiliği kursuna katılamadım.

Belge Bir İşime Yaradı mı?

Daha önce kısa kısa yazılarla Doğalgaz Yakıtlı Kalorifer Ateşçiliği Kursu ile ilgili genel bilgiler vermiştim. Kursu bitirip belgemi alalı neredeyse 2 yıl olacak. Eğer sizin de aklınızın bir köşesinde Doğalgaz Yakıtlı Kalorifer Ateşçiliği kursuna gitmek varsa, alacağınız bu belgenin işe yarayıp yaramadığını merak ediyorsunuzdur.

Doğalgaz Yakıtlı Kalorifer Ateşçiliği Sertifikası’nın iş bulmamda doğrudan bir faydası olmadı. 2017/1, 2017/2 ve 2018/1 merkezi atamasındaki bütün kalorifercilik kadrolarını yazdım ama hep 0.29 0.30 0.32 gibi puanlarla kaçırdım.

Sözleşmeli alımlarda sadece bir kere kaloriferciliğe başvurdum. Bir cezaevinde çalışmak için Samsun Adliyesi’nde mülakata girdim. Mülakatta 2 tane teknik bilgi içeren soru sordular. Gireceğiniz komisyona göre değişir ama bana zor geldi sorular. Yedek bile olamadım.

Bunun dışında kalorifercilik alanında başka bir yere başvurmadım. Geçen ay mülakatla hizmetli ünvanında memurluk kazandım (sözleşmeli). İstenilen belgeler arasında özgeçmiş de vardı. Ve özgeçmişte seminer ve kurslar isminde bir bölüm vardı. Ben de bu bölüme Doğalgaz Yakıtlı Kalorifer Ateşçiliği kursuna gittiğimi yazdım. Belki kışın kalorifercilik yaptırırlar belli mi olur…

Bunların dışında Doğalgaz Yakıtlı Kalorifer Ateşçiliği Belgesi‘nin bana bir faydası olmadı. Ama iş ararken, sözleşmeli memur alımlarına başvururken kalorifercilik belgesinin olması seçenekleri çoğaltıyor. Ben henüz faydasını göremesem de lise mezunu olup da bir mesleğiniz yoksa kalorifercilik belgesini almanızı tavsiye ederim. Özellikle de memur olmayı düşünenlerin kalorifercilik belgesi almasında büyük fayda var.

10 Eylül 2021 Cuma

Şor Bayrağı Çizimim

Şor: Rusya'nın Kemerova Oblastı'nda yaşayan bir Türk topluluğunun ismi.  

Önceden Kemerova'nın ismi Şorya imiş. Ama Ruslar ismini değiştirmiş. Günümüzde on üç bine yakın Şor yaşamakta olduğu yazıyor Wikipedia'da. Şorlarının bayrağını ilk gördüğüm günden beri çok sevdim. Bayrağın yukarısında kurt kafası ve aşağısında da Türk motifleri var. Üstelik bayrak Türklüğü simgeleyen mavi renk ile beyaz renkten oluşuyor sadece.

Bayrağın orijinali bu şekilde.

İş yerinde ara verdiğim zaman çizdim bunu. Fazla özenmeden öylesine karaladım. Ayrıca sadece kurtun kafasını çizdim.

Günümüzdeki Türklerin bayrakları arasında açık ara en güzel bayrak bu bence. Ama Şorlara ait özerk de olsa bir ülke olmadığı için resmi olmayan bir bayrak. Hatta resmi bir bayrak olmadığı için bu bayrağı gören veya bilen bulmak çok zor.

İşte karşınızda çizdiğim Şor Bayrağı:



9 Eylül 2021 Perşembe

Lise ve Üniversite Hazırlıktan Kalma Bazı Çizimlerim

 Aşağıda ben liseye giderken veya üniversitede hazırlık okurken yaptığım bazı çizimler var. Bu çizimlerin ortak özelliği ise normalde yaptığım gibi fotoğrafını çekip veya taratıp her yerde paylaşmamış olmam. Bazıları cidden çok amatör duruyor. Bazılarında ise yeni bir şeyler denediğim için iyi değil ama kötü de olduğunu düşünmediğim için paylaşma gereği duydum. Sayfa (site) yüklenirken kasmasın diye 5 adet çizim ile sınırlandırıyorum bu yazıyı. Diğer çizimleri kısmetse başka bir yazıda paylaşacağım. 





8 Eylül 2021 Çarşamba

Şimdi Afganistan'da Ne Olacak?

 Son bir ayın ana gündem konularının başında Afganistan'dan Türkiye'ye göç var. Herkes bir şeyler konuşuyor. Benim biraz önce yazacaklarımı bazı gazeteci ve akademisyenler de söylüyor. Aşağıda size Afganistan'da yaşanacak olası senaryoyu yazacağım size. Bu senaryoyu bir hafta önce ön gördüm. Hiç bir şey kesin değil ama muhtemelen Afganistan'ın başına aşağıda yazacağım şeyler gelecek. Bu arada ben bu yazıyı 23.08.2021 tarihinde yazıyorum. Ama her gün bir yazı yayınlama politikam nedeniyle siz en erken 8 Eylülde sizler okuyabileceksiniz.

Afganistan'da Taliban kontrolü ele geçirmeye başladığı günden beri ona yaklaşan bir ülke var. Bu ülke Çin. Afganistan'ın geleceğinde Çin büyük rol oynayacak. Hepimizin bildiği gibi Taliban'ı besleyip, yetiştirip, Afganistan'a salan Pakistan. Pakistan'ın en büyük müttefiki Çin Halk Cumhuriyeti. Ve Çin'in Afganistan'ın bütün komşularına uyguladığı bir politika var. Bu politika: Ekonomisi gelişmemiş bölge ülkelerine yüksek faizle kredi vermek ve borçlarını ödeyemediklerinde bu ülkelerden dönüşü çok zor olan ayrıcalıklar, stratejik noktaların kontrolünü almak vb. durumlar gerçekleşiyor. Hatta Tacikistan Çin sınırı değişti. Çin bu politikası ile topraklarını genişletti bile.

Çin, kar elde edemeyeceği bir mücadeleye girmeyecektir. Benim düşünceme göre Taliban Afganistan yönetimini tamamen ele geçirdiği zaman kötü de olsa bir düzen oluşmuş olacak. Ve bölge ülkelerine yaptığı gibi 21. yüzyıl kapitülasyonlarını elde etmek için Taliban'a borç verecek. Afganistan'ı bayırdır hale getirmek için yardım ediyorlarmış gibi görünecekler ama bir kurşun bile atmadan Taliban yönetimini zombiye çevirip gölgelerin arkasından Pakistan'ın da yardım etmesiyle Afganistan'ı yönetecekler. Hatta Amerikalılar bakıp bakıp "biz ne salak adamlarmışız" diyecekler. "Biz o kadar savaştık elimizde ne var? 0. Ama Çin tek kurşun atmadan Afganistan'ı ele geçirdi."

Şu an da dünyada barışa karşı en büyük tehdit Çin Halk Cumhuriyeti. Saldırgan politikaları ve günümüze uyarladıkları kapitülasyon sistemi ile sadece geri kalmış küçük ülkeler değil Türkiye, İran gibi büyük ülkeler için bile büyük tehdit.

7 Eylül 2021 Salı

Geçen Hafta Okuduğum Mangalar 4

 Tarih Aralığı: 16 - 22 Ağustos

Bu sıralar fazla manga okuyamıyorum. Aslında çalışmaya başladığımdan beri manga okumam baya azaldı. Hiç bana göre hareketler değil bunlar.

Solo Leveling 153 - 156



Bu haftalar güncel olarak takip etmeye çalıştığım webtoonlardan Solo Leveling'i okudum sadece. Güncele gelemedim. Solo Leveling son zamanların en sevilen webtoonlarından. Ben ön yargılı olarak başlamama rağmen okudukça sevdim. Solo Leveling'i okumayı düşünenlere tavsiye ederim. Ama okudukça az da olsa sıkılıyorsunuz. Çünkü adam şimdiden dünyanın en güçlüsü gibi bir şey oldu. "Bir kere de yenil lan!!!" diye bağırası geliyor insanın.

Ne yazık ki geçen hafta okuduğum mangalar yazılarının içini dolduramıyorum. Umarım önümüzdeki haftalarda daha çok manga okuyarak, daha dolu yazılar paylaşabilirim.

Haftaya görüşmek üzere...


6 Eylül 2021 Pazartesi

Geçen Hafta İzlediğim Animeler 8

 Tarih Aralığı: 16 - 22 Ağustos

Katekyo Hitman Reborn! 78 - 83



Katekyo Hitman Reborn!'da yeni arc'ta ilerliyorum. Daha önce söylediğim gibi yemek yerken filan izliyorum sadece. Bence ben bu Katekyo Hitman Reborn!'u 203. bölümde bitene kadar sevemeyeceğim. Ama yine de başladığım animeleri bitirme challenge'ım nedeniyle izlemeye devam edeceğim.






One Outs 8 -11



One Outs, önceki hafta yazdığım gibi zevk alarak izlediğim bir anime. Bu animeyi de aceleye getirmeden, sindire sindire, zevkini çıkara çıkara izliyorum. Bu anime sayesinde beyzbolun temel kurallarını pekiştirdim. Geçen Hafta İzlediğim Animeler yazılarına başladığım beri izlenmesini tavsiye ettiğim tek anime One Outs.






Fairy Tail 21



Fairy Tail'e MyAnimeList'de 10 üzerinden 2 puan vermiştim. Ama izledikçe aslında çok da kötü değil diyorum. Belki bunda sadece yemek yerken seyretmemin de etkisi vardır. Sonuna kadar izleyebilir miyim bilmiyorum ama haftada bir iki bölüm izlemeye devam edeceğim gibi görünüyor.

Haftaya görüşmek üzere...


5 Eylül 2021 Pazar

Game of Thrones Final

 Game of Thronese'u yıllar önce severek izliyordum. Ama son sezonunun ortalarındaki son büyük savaştan sonra izlemeyi bırakmıştım. Çünkü o zamanlar Game of Thrones'un yeni bölümlerini bulamamıştım. Arkadaşlarım da boş ver finali b.k gibi dedikleri için sonrasını izlememiştim. Aradan baya bir zaman geçtikten sonra yani şimdi bir bakayım Türkçe altyazılı bulabilirsem izleyeyim dedim. Ve kalan son üç bölümünü izledim.

Herkesin dediği gibi son üç bölüm bundan önceki bölümlere göre kötü. Ama yine de izlenmeyecek düzeyde değil. İzlediğiniz bütün dizi ve filmleri düşünün öyle karar verin bence. Hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz ama bu son üç bölümü çok kötü yapmıyor. Aslında buradaki olay tamamen günümüzdeki Türkiye toplumunun kafa yapısıyla alakalı. Bu kafa yapısını şöyle özetleyebilirim. Bir şey ya çok iyidir, ya da çok kötü. Ortası yoktur. Yeni şeyler deneyen kişiler acemiliğinden dolayı muhteşem şeyler ortaya çıkaramadığı için acemilerin yaptıkları veya yeni bir şeyler deneyenlerin yaptıkları çalışmalar kötüdür. Bu yüzden kesinlikle dışarıdan bu işin ustalarının yaptıkları şeyler el üstünde tutulmalıdır. Mesela bir Türkiye vatandaşı on yıl sonra o eseriyle dünya çağında bir yaşayan efsaneye dönüşecek bir sanatsal çalışmaya çıktığı dönemde yapacağı yorum "b.k gibi" olacaktır. Çünkü daha önce böyle bir şey görmemiştir. Ve çevresinden o sanatsal eser hakkında "güzel" tepkisini almamıştır. Türkiye'de fantastik eserlere karşı nefret dolu o ,n milyonların olmasının nedeni de bu. 

Ama Game of Thorones'daki olay biraz daha farklı. Burada ilk olarak bahsettiğim gibi Türkiye toplumu için bir şey ya çok iyidir ya da çok kötüdür. Bir şeyi gerçekçi olarak değerlendiremezler, duygusal olarak düşünürler. Bu yüzden çözüm üretmek yerine mevcut sistemi veya işi de yıkmaya yönelik hareket ederler. Özellikle politikada bunu görmek çok kolay. Bir tarafa göre ülke şahlandı, tüm dünya bizi kıskanıyor. Diğer kesime göre de ülke battı, Afrika ülkeleri bile bizden iyi durumda. Ülkenin geneline bakıldığında ortası yok. Elbette aklıyla, mantığıyla konuşanlar, yazanlar çıkıyor. Ama çok az kişi de karşılık buluyor bu mantıklı konuşmalar ve yazılar. Çünkü toplumun duymak veya okumak istediği şeyler yerine gerçekleri anlatıyorlar.

Neyse sosyolojiden, siyasete biraz konu dağıldı. Ama anlatmak istediğim şu idi: Bu kadar izlemişsiniz son üç bölümü de izleyin. Ve sadece Game of Thrones'un eski bölümleri ile kıyaslamayın. İzlediğiniz bütün dizi ve filmleri göz önüne alın. Sona geldiği için sonunun nasıl biteceğine olan merakınızı da ekleyince güzel.

Ve son olarak Game of Thrones'da hayatta kalan Starkların yürüdükleri yolları gösterdikleri sahne çok iyiydi bence. O an düşüncelere daldım. "Ulan adamların hepsi olmak istedikleri yoldalar" dedim. Baya duygulandırdı beni sonu.



4 Eylül 2021 Cumartesi

Gintama Cüzdan

 Gintama cüzdan tanıtacağım bu yazıda sizlere. Bu cüzdanı yıllar önce Ebay ismindeki siteden almıştım. Büyük ihtimalle açık artırma ile almışımdır. Takribi olarak 6 sene önce filan almıştım. Tam da cüzdana ihtiyacım olduğu bir zamanda denk geldi bu ürün bana.

Ebay'den bahsetmek istiyorum size biraz. Ebay, Aliexpress gibi bir site. Aliexpress'den farklı sadece Çinliler değil tüm dünyadan satıcıların olması. Ayrıca açık artırma sistemi de var ki bu benim en sevdiğim özelliğiydi. Herkesin Aliexpress'i bilmesine rağmen Ebay'ı bilmemesinin nedeni ise sadece Paypal'ın Türkiye'de artık kullanılamıyor olması. Paypal Türkiye'de faaliyetlerini durdurmasaydı Ebay ile Aliexpress'in adını birlikte duyardık. Ben önceden Aliexpress yerine her zaman Ebay'ı tercih ediyordum. 

Konumuz olan Gintama cüzdanına geri dönelim. Yıllar boyunca kullandım bu cüzdanı. Büyük olması, üzerindeki resimlerin silikleşmesi, çıt çıtının kopması gibi nedenlerden dolayı kullanmayı bıraktım. Çektiğim resimlerde gördüğünüz gibi bir Gintama fanı için mükemmel bir ürün.


Son olarak bu cüzdan ile ilgili bir hikaye anlatacağım sizlere:

2017 yılının Kasım ayı. Gürcistan'ın Batum şehrindeki ikinci günümdeyim. Batum'a gelmeden önce booking.com isimli siteden bulduğum bir hostelde konaklamıştım. Sabah kalktım, Batum'da tanıştığım Azerbaycanlı bir arkadaşla hamur işleri yapan ablaların olduğu eski bir dükkanda yerel ürünler ile kahvaltı yaptık. Sonrasında Azerbaycanlı arkadaş ben arkadaşımla buluşacağım dedi ve gitti. Ben de yatağıma uzandım telefondan nereleri gezebileceğimi araştırıyordum. O sırada aşağıdan Türkçe "Japon muymuş?" gibi konuşmalar geçiyor. Azerbaycanlı arkadaşımla, başka bir Azerbaycanlı abi arasında. Ben aşağıya kulak kabarttım. Biraz sonra da biri, bir sürü yatağın olduğu hostelin ana yatakhanesine biri geldi. Kocaman sırt çantası ve gitarıyla, genç, çekik gözlü, hafif esmer birisiydi. Her özelliğiyle Japonlara benziyordu.

Önceden Japon muhabbetine de kulak misafiri olduğum için yerimden doğrulup onu "Hi!" diyerek selamladım. Sonrasında ise "Anata wa Nipponjin desu ka?" yani "Japon musun?" dedim. Şaşırdı ve sevindi. Benimle Japonca konuşmaya başladı ama ben ya hızlı konuştuğu için ya o anki heyecanımdan ya da aksanından dolayı sadece "hai" dediğini anlayabildim. Sonrasında baya bi muhabbet ettik arkadaş olduk. Animelerden, mangalardan konuştuk. Tabii Japonca karşılıklı anlaşamayacağımızı anlayınca İngilizce konuşmaya başladık. İşte anime ve mangalardan konuşurken o sırada ben Gintama'yı çok sevdiğimi söyledim. Ve aklıma cüzdanım geldi çıkardım cüzdanı gösterdim ona. Yine şaşırdı. Dünyanın öteki ucunda Kafkaslar'da Japonların yarısından çoğundan daha koyu anime ve manga fanı biriyle karşılaşmak baya ilgincine gitmiştir tabii ki.

Sonuç olarak ben o gün hala süren bir arkadaş kazandım. Hatta tek Japon arkadaşım o.